Kayıtlar

Ocak, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

6. DUYU

Okuduklarım değil hatırladıklarım önemli. Dokunduklarım ya da dokunmadıklarım, gördüklerim ya da kaçırdıklarım, duyduklarım ya da es geçtiklerim değil; hissettiklerim. Yalanlar ve doğrular, hayallerin gerçekliği ve gerçeklerin sahteliği, gündüzün yorgunluğu ve gecenin uykusuzluğu, kışın soğuğu ve kahvenin sıcaklığı, Teoman'ın sesinde sallanan ruhum.. Düşmekten yorulan kelimeler ağır, ıslak rimel parçalarıyla kirpikler ağır, altı çizili satırların anlamı ağır.. Akşama doğru azalan yağmur ve birbirine geçen düşünce silsilesi. Bilemiyorum. Bilmediğimi biliyorum ama neyi bilmediğimi bilmiyorum. Sadece biliyorum; bilmiyorum. Okumayı, dinlemeyi, uyumayı, yaşamayı.. Her gün yeniden öğreniyorum. En karamsar düşüncelerle uyuyup gülümseyerek uyanabilmeyi öğreniyorum. Kahveyi soğutup uykudan kaçmayı öğreniyorum. Suyun tadını öğreniyorum, boğazımdan akıp mideme girişini.. Soğuk ve ıslak. Kelimelerle dans etmeyi öğreniyorum, bazen de onların benimle dans etmesine izin veriyorum. Çoğu zaman

DETERMİNİZM YORGUNU GEIST

Soğuk, sıcağa göre soğuktur. Sıcak, soğuğa göre sıcaktır. Çok çalışmışsan sınava 80 düşüktür, çalışmamışsan yüksek. Rüzgar; üşüyen için serindir, üşümeyen için ılık. Uyku, yorgun kişi için nimettir. Yorgun değilsen gereksiz bir dinlenme hali.. Hasret, özleyen için, seven için zordur. Özlemiyorsan, sevmiyorsan birini hasret yoktur sana. Boş mesafeler vardır, sevince her metresine sövmek istediğin. Karşındaki, sen onu sevince güzeldir. Sevmiyorsan garabet.. Kitap, okumayı seven için keşfedilmemiş bir gezegende tura çıkmak gibidir. Okumayı sevmeyen içinse bir gezegene terk edilmek..  Her eylemin, duygunun ve düşüncenin anlamları farklıdır, yaşayan kişiye göre değişir. Hayat, yaşamayı seviyorsan zevklidir. Yaşamak istemiyorsan işkence.. Tam tersi de geçerlidir. Yaşamayı işkence olarak görürsen hayatı sevemezsin. Zevk almaya çalışırsan seversin. Okumayı bir şeyleri keşfetmek olarak görürsen keyifli bir eylem olur senin için, aksi halde boş iştir.  Hasreti hissediyorsan damarlarında, özlü

CİNAYETE KURBAN

Ağaçtan koparılmış, kurumuş bir dal; Artık yeşil değil.. ve tohumu yok. Vazolarda çiçekler, her gün tazelenen.. Kökleri yok; toprak boş, bahçe renksiz. Gergedan boynuzu, sahibi ölü. Yerde ayı postundan halı, ayı.. sonsuz uykuda. Çizmeler yılan derisi, yılan.. artık ölü. Tilkiden kürk, tüyler gerçek sahibini ısıtamıyor. Duvarda geyik kafası, canlı gibi ama.. boş bakıyor gözleri. Kırmızı ipekten elbise; Kırmızısı karmenden, ipeği böcekten.. artık olmayan. Sirkte filler, atlar, aslanlar.. “Tatliş” görünen ve oyunlar oynayan hayvanlar, Perde arkası bilinmeden; Pat… pat… Kırbaç sesleri, kamçı sesleri.. “Zengin” görünümlü “gösterişli” cinayetler.. Failleri hala kanlı, suç ortakları serbest. "Doğayla savaş halindeyiz, kazanırsak kaybedeceğiz" demişti bir öğretmenim. Öyleyiz ve kaybediyoruz. Sömürüyoruz, kurutuyoruz, parçalıyoruz, yok ediyoruz. Silahımız çöp; plastikten, camdan, kağıttan.. Üstün gelmeye çalışıyoruz toprağa, altına gireceğimizi u